BEŞ BOYUTLU DÜŞÜNME MODELİ İÇİN BİR DEĞERLENDİRME
YOLUNU ARAYAN TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE YENİ BİR MODEL ÖNERİSİ: BEŞ BOYUTLU DÜŞÜNME (5D THİNKİNG) MODELİ
Alternatif maarif modelleri hususunda, son zamanlarda dillendirilen alternatif seslerden birisi de, BEŞ BOYUTLU DÜŞÜNME; “5D Thinking Modeli”dir.Aslında yerli bir fikrin, fırsat bulamadığı için yabancı topraklarda yeşeren mahsulü olan bu model, yaklaşık on yıllık bir çalışmanın neticesidir. İslami olmaktan ziyade, insani bir zemin üzerine kurgulanan ve farklı mesleklerden uzmanların, niyet birlikteliği, çaba birleştirmesi ve zekâ koalisyonu neticesinde vücut bulan 5D Thinking Modelindeki 5D, öğretimde, “keşfetme, karşılaştırma, sorgulama, bağ kurma ve şükretme” aşamalarının İngilizce baş harflerini ifade etmektedir. Bu model, farklı ülkelerdeki okul öğretmenlerine öğretilmiş ve bunu öğrenen öğretmenlerin tatbikatlarından da önemli sonuçlar alınmıştır. Benzer şekilde eğitimde milli ve yerli arayışı konu edinmiş Maarif Platformu’nun, bu eğitimi, Türkiye’deki eğitimle ilgili çeşitli meslek erbabına da verilmesi talebi, İİKV tarafından olumlu karşılanmış ve 2-3 Temmuz tarihlerinde, Prof. Dr. Alpaslan Açıkgenç ile Prof. Dr. Necati Aydın görev aldığı eğitim etkinliği düzenlenmiştir.
5D Modelinin öğretmen eğitimi fazlarından ilkinin verildiği bu eğitimde, Prof. Dr. Alpaslan Açıkgenç Allah-Âlem-İnsan ilişkisi içerisinde, bilimin tevhidi bir kapta sunulmasının epistemolojik çerçevesi anlatılmıştır. Prof. Dr. Necati Aydın ise, bireyin, düşünce yoluyla, bilgiyi keşfetmesi, karşılaştırması, sorgulaması, bağ kurması ve şükretme diye belirtilen aşamayla öğrenmesinin, strateji, yöntem ve tekniklerinden bahsetmiştir. Zengin görsel ve işitsel mesajlar eklenerek geliştirilmiş dijital öğretim materyalleri ile zenginleştirilmiş bu öğretim, eğitim ve kültürümüze sızmış olan pozitivist ve materyalist, Darwin’ci ve seküler dile (retoriğe), alternatif “manayı harfi” diye isimlendirilen, Allah-Âlem-İnsan bütüncüllüğüne dayalı bir düşünce yapısı ve bilim dili inşa etmeyi amaçlamaktadır.
İİKV’nın organize ettiği ve ev sahipliği yaptığı bu eğitime, yaklaşık 30 kişilik katılımcı grubu iştirak etmiştir. Aralarında öğretim üyeleri, öğretmenler, STK temsilcileri, yazarlar ve iş insanlarının bulunduğu katılımlar ile modeli tanıtan öğretim üyelerinin karşılıklı müzakereleri şeklinde süren eğitim, iki gün sürmüştür.
Fikri arka planı itibarıyla bize ait bir maarif dilinin, hasbelkader yurt dışında yeşermiş mahsulü olan 5D Thinking Modeli, sadece eğitimde değil, kitap, belgesel ve günlük yaşamda da kullanılan, Allah ile yaratılanlar arasındaki bağı koparan, tabiatperest dile alternatif, “Allah-Âlem-İnsan” ilişkisine dayalı alternatif bir bilim ve iletişim dilini öne çıkaran ve bu dille düşünmeyi geliştirerek öğrenmeyi sağlayan bir yaklaşımdır.
İlginçtir, bu yaklaşım, 2024 yılında vizyona sokulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile dil ve içerik bakımından olmasa da, niyet ve arzu bakımından bir kesişme görülmektedir. Birbirinden habersiz çalışmalar sonucunda vuku bulan bu kesişme aslında, uzun yıllar sonra, devlet ile halkın aynı niyet ve arzuda buluşmasının tezahürü olarak değerlendirilebilir. Bu tezahürün, uygulamaya yönelik maarif modellerine dönüşümü için, devletin bu tür çabalara alan açması hayati önemdedir.
“Mana-yı Harfi” ile maarifte, epistemoloji ile ontoloji birleştirilerek, aksiyoloji, bu birlikteliğe eklemlenmektedir. Böylece insan ile kozmos bağı tekrar kurularak, ferdin, zihin, duygu, beden ve ruh olarak, bütüncül bir şekilde gelişmesinin önü açılacaktır. Modelin alternatif düşünce ve dili, biyolojik insanı, İnsan-ı Kamil’e taşımada çok önemlidir. Bu yaklaşımıyla model, bilimin İslamileştirilmesinden ziyade, düşünce ve dili geliştirerek, ferdin hakikati keşfedip, tahkiki olarak İslam’ı benimsemesine kapı açmaktadır.
Birçok ülkede ve farklı okullarda, akademik ve manevi boyutlarda muvaffak olmuş Modelin, Türkiye’ye tanıtılması acil bir ihtiyaçtır. Zira bu model, maarifte, müfredatta, ders kitapları ile belgesellerdeki materyalist ve seküler dilden rahatsızlık duyan duyarlı kesimlerin yıllardır inşa etmeye çalıştığı alternatif “tevhidi dil” için güzel bir örnek teşkil ediyor. Bu modelin tek tipçi bir eğitime ve tekelci müfredata sahip Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde kabul görmesini beklemek yerine, bu konuda hassasiyeti olan özel okul ve vakıf okullarında uygulanması, daha gerçekçi bir beklentidir.
Son tahlilde 5D Thinking Modeli, paydası insan olması hasebiyle, sadece İslam toplumlarından değil, ateizm, deizm, trans hümanizm gibi, çocuklarımızı bize yabancılaştıran akımlardan rahatsızlık duyan herkese hitap edebilecek vüsattadır. Model, zaman ve bağlam boyutlarıyla farklı ihtiyaçlara göre geliştirilecek dinamik bir yapıya sahiptir. Düşünme, sorgulama ve keşfetmeye dayalı modelin, akademik boyutta sağladığı başarı ile ahlaki boyutta sağladığı muvaffakiyet, 21. Yüzyılın mümin profili olan “dengeli bilgelerin” yetiştirilmesi için umut vadetmektedir. Mevcut eğitim sistemimizin, maarifleşmesinde eksik halkalar olan, bireyin kalp ve ruhuna yönelik mesajlara başarılı şekilde yer veren modelin, Türkiye’de de bir an önce uygulanması, modeldeki hakikata dayalı dilin müfredat, ders kitapları ve belgesellere yansıması için, bu “ontoloji temelli epistemik dilin” olabildiğinde çok öğretmene öğretilmesi elzemdir. Böylece maarifimize sızmış zehirlerin tortuları azaltılabilir, çocuklarımızın zihni tabiat prangasından kurtarılabilir ve belki de en önemlisi, çocuklarımız düşünmeyi öğrenerek, hakikate ulaşabilir.
***
Bugüne kadar onlarca kez Batı’dan eğitim modeli ithal etme denemeleri göstermiştir ki, milli bünye, yabancı organ mahiyetindeki bu ithalatı kabul etmemektedir. Bunda ısrar etmenin, Türkiye’nin asrın çağrısına koşmasını tökezlettiği artık görülmelidir. Son yıllarda internet ve diğer kanallar üzerinden iyice yoğunlaşan kültürel işgal, Türkiye’nin bu yolda kaybedecek zamanının olmadığını göstermektedir. Zira kültür ve maarif, boşluk kabul etmez, biz dolduramazsak, bu boşluğu kimlerin doldurduğu açıkça görülmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin, birçok sahada gösterdiği başarıyı, kültür ve maarifle taçlandırarak, “Türkiye Yüzyılını” itmam etmesi için, eğitimde, devletin tesir sahası dışındaki yollara da fırsat veren, bilinen ve denenen yollardan farklı yeni yollar araması şarttır. Bu yolların aramasını topyekûn devlete (Milli Eğitim Bakanlığı’na) havale etmek, gerçekçi olmadığı gibi mümkün de değildir. Çünkü öğrenme yol ve stratejileri ile kültürlenme şekilleri gibi, eğitim modelleri de çeşitlidir. Bu çeşitlilik, devletin eğitim otoritesi olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın, maarif modelleri hususunda alternatif seslere de kulak vermesini gerektirir.
Prof. Dr. Burhan Akpınar – Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi
*Model hakkında geniş bilgi için bakınız. https://5dthinking.org/