Analiz

Yüksek Öğretimde Anlam ve Kavram Merkezli Dönüşüm İhtiyacı

Takdim

Son yıllarda, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla belirlenen yerli ve milli atılımlar, ülke gündeminin merkezine oturmuştur. Ancak bu vizyonun yalnızca bir slogan olarak kalmayıp somut dönüşümlere zemin hazırlaması için aydınlara ve düşünce kuruluşlarına kritik sorumluluklar düşmektedir.

Bu bağlamda, bir düşünce ve çözüm platformu olarak aktif rol üstlenen Maarif Platformu, pasif bir gözlemci olmak yerine, aydınların, bilim ve fikir adamlarının sesi olarak sürece dahil olmaktadır. Platform, sunduğu çözüm odaklı rapor analizleri, bildiriler ve yol haritalarıyla önemli katkılar sunmaktadır. Bilimin ve ortak aklın ışığında, eleştirel düşüncenin rehberliğinde ve katılımcı yaklaşımları benimseyen çalışmalarıyla Maarif Platformu, eğitime öncelikle kimlik kazandırılması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Medeniyet perspektifi ve kültürel değerleri temel alan kalıcı çözümler üretildiği takdirde, eğitimin geçici ‘yap-boz’ uygulamalarından kurtarılacağına dikkat çekmektedir.”Bu doğrultuda, Millî Eğitim Bakanlığı da “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” projesiyle bu büyük vizyona doğrudan destek vermiş, eğitimde kapsamlı bir paradigma değişiminin sinyallerini vermiştir.

Peki bu dönüşüm sürecinde Yükseköğretim Kurumları ve YÖK nerede durmaktadır? Bilimi toplumla etkileştirmek ve üniversitelerin özgün bir kimlik kazanmasını sağlamak adına ne gibi adımlar atılmaktadır? Özellikle 1980 askeri ihtilalinin ve vesayetçi anlayışın bir ürünü olan mevcut YÖK sisteminden sıyrılarak, milletin emrinde, tek merkezli yapı yerine bölgesel olarak halkla bütünleşecek ve tematik hale gelecek üniversite yapısını inşa etmek için hangi özgün projeler ve çabalar ortaya konmaktadır?

26–27 Mayıs 2025 tarihlerinde Ankara’da, İbn Haldun Üniversitesi ve Eğitim-Bir-Sen işbirliğinde anlamlı bir buluşma gerçekleşti: Uluslararası Yükseköğretim Kongresi – “Türkiye’de Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması: Yenilikler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığıyla düzenlenen kongre, hem içerik derinliği hem de katılımcı çeşitliliği ile yükseköğretim alanında uzun süredir beklenen yerli, samimi ve sahici bir yüzleşmeye imkân tanımıştır. Uzun zaman sonra ilk kez bu düzeyde kapsamlı ve eleştirel bir perspektifle yapılan bu kongre, birçok açıdan önemli gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu